29 Nisan 2014 Salı

Kitap Kardeşleri ile Blog Turları || 4.Blog Turu 3.Gün || Kıyamet Sonrası "Yorum" - BSBT


Tur Takvimi:

1.Gün:Okuma Köşem - Tanıtım
Sanat Nehri - Yorum
2.Gün:
Kitap Kurdu Böjük -Alıntı
Colored Books - Yorum

3.Gün:
Sanat Nehri - Karakter Analizi
Kitap Kurdu Böjük - Yorum

4.Gün:
Kitap Prensesi - Yazarı Tanıyalım
Okuma Köşem - Yorum

5.Gün:
Colored Books - Bu kitabı neden okumalıyız?
Kitap Prensesi - Yorum

Orjinal Adı: World After
Yazar: Susan Ee
Yayıncı: DEX
Yayın Tarihi: Mart 2014
Sayfa Sayısı: 360

Penryn'in küçük kız kardeşi Paige kayboldu. İnsanlar korkuyor. Bir annenin kalbi kırık.

Penryn San Francisco sokaklarında kardeşini arıyor. Sokaklarneden bu kadar boş? Herkes nereye kayboldu?

Paige kardeşinin izini sürerken, meleklerin gizli planının merkezini buluyor ve ürkütücü gerçeklerle yüz yüze geliyor.

Raffe kanatlarının peşinde. Onlarsız meleklere katılması imkansız. Tekrar kanatlarını kazanmak ya da Penryn'in hayatını kurtarmak arasında kaldığında, hangisini seçecek?

Melekler, insanlar ve canavarların korku dolu hikayesi, Meleğin Düşüşü'nün ardından, Kıyamet Sonrası ile devam ediyor.

Dex her zaman çıkardığı kitaplarla farkını fark ettirmiş bir yayınevidir bana göre.

Özellikle son zamanlarda Fantastik Romanlar açısından zirvededir.

Kıyamet Sonrası da onlardan bir tanesi ama maalesef bu serinin hak ettiği övgü ya da beğeniyi aldığını düşünmüyorum.

Emin olun Dex’in tüm serilerini takip ediyorum ama bu kitap nedense bir Jennifer L. Armentrout serileri kadar ilgi görmemiş.

Benim de okuyana kadar pek dikkatimi çekmemişti. Ta ki D&R 9.90 kampanyasında gördüğüm Meleğin Düşüşünü okuduktan sonra yana yakıla bu kitabı başlamamla pişmanlığım bir kat arttı.

İlk kitapta kanatlarını kaybeden Raffe ve kız kardeşi melekler tarafından kaçırılmış Penryn ile tanışıyoruz.

Penyrn kız kardeşini kurtarmak için Raffe yi hayatta tutmaya çalışıyor ki kendisine yardım etsin.



2.kitabımız yani Kıyamet Sonrası Penyrn Page’i bulup onun eski Page ile uzaktan yakından alakası olmamasını keşfetmesiyle devam ediyor.
Zavallı Page’in başına gelenleri çok üzülerek okudum.


İlk kitap çok heyecanlı bir yerde bitmişti ama ikinci kitap elimde olduğu için şanslıydım. İkinci kitap da aynı şekilde merak uyandırıcı bir şekilde bitti ve okuduğuma göre 2015 Mayıs gibi çıkacakmış.

Bu kitabın sonu ilk kitaba göre çok çok daha güzel, diğeri gibi sinir olmak yerine meraktan çatlayacaksınız.

Son olarak kapak konusunda da Dex’i tebrik etmek lazım . Yurtdışı kapağından daha çok beğendim bu kapağı.

Kısaca okuyucu bu seriyi okuduğuna pişman olmayacaksın..










27 Nisan 2014 Pazar

Kitap Kardeşleri ile Blog Turları || 4.Blog Turu 2.Gün || Kıyamet Sonrası "Alıntılar" - BSBT


Tur Takvimi:

1.Gün:
Okuma Köşem - Tanıtım
Sanat Nehri - Yorum
2.Gün:
Kitap Kurdu Böjük -Alıntı
Colored Books - Yorum

3.Gün:
Sanat Nehri - Karakter Analizi
Kitap Kurdu Böjük - Yorum

4.Gün:
Kitap Prensesi - Yazarı Tanıyalım
Okuma Köşem - Yorum

5.Gün:
Colored Books - Bu kitabı neden okumalıyız?
Kitap Prensesi - Yorum

Orjinal Adı: World After
Yazar: Susan Ee
Yayıncı: DEX
Yayın Tarihi: Mart 2014
Sayfa Sayısı: 360

Penryn'in küçük kız kardeşi Paige kayboldu. İnsanlar korkuyor. Bir annenin kalbi kırık.

Penryn San Francisco sokaklarında kardeşini arıyor. Sokaklarneden bu kadar boş? Herkes nereye kayboldu?

Paige kardeşinin izini sürerken, meleklerin gizli planının merkezini buluyor ve ürkütücü gerçeklerle yüz yüze geliyor.

Raffe kanatlarının peşinde. Onlarsız meleklere katılması imkansız. Tekrar kanatlarını kazanmak ya da Penryn'in hayatını kurtarmak arasında kaldığında, hangisini seçecek?

Melekler, insanlar ve canavarların korku dolu hikayesi, Meleğin Düşüşü'nün ardından, Kıyamet Sonrası ile devam ediyor.



"Sana isimlerin güçleri olduğunu söylemiştim, değil mi? Bu kılıcın savaşırken kendisini rakip kılıca tanıtması gerektiğini biliyor musun? 'Ben Ürkünç Ayı, çok eski bir baş melek kılıcı soyundan geliyorum,' gibi aptalca bir şey söylemek zorunda kalacak. Ya da 'Eğil önümde, dünyada sadece iki dengi olan ben Ürkünç Ayı'nın önünde eğil,' gibi bir şey söyleyecek."






Raffe bir buz denizindeki ılık bir koy gibiydi. Kollarında olmak , asla sahip olamadığım yuvada olmak gibi bir histi. Gülerken hala göğsü titriyor, kesik kesik nefes alıyordu. 



Raffe elimdeki kanlı bıçağa baktı.
“Hala sen olduğundan emin olmasaydım bile şu anda olurdum” dedi.







"Kurallar. Gelenekler. Tehlike. Benimle birlikte olmak tehlikeli bir şey."

"Sensiz olmak da öyle."




Saçlarını okşayıp son birlikte olduğumuzda beni rahatlatmak için bana fısıldadığı sözleri tekrarladım: “Şşş,” dedim. “Buradayım. Yanı başındayım.”






26 Nisan 2014 Cumartesi

Kitap Tanıtımı : Janne Teller-Ağaçtaki



Tutunduğun anlamlar uğruna
neyini verirdin?



“Kızmaya değer şeyler olacaksa, sevinmeye değer şeyler de olacaktır. Sevinmeye değer şeyler olacaksa, demek ki o şeylerin de bir anlamı olacaktır. Ama öyle şeyler yok bu dünyada!” Sesini bir
ton daha yükseltip, “Birkaç yıl sonra hepiniz ölecek, unutulacak ve hiçbir şey olacaksınız; onun için,
 kendinizi buna bir an önce alıştırmaya bakın!” dedi.
İşte o an, Pierre Anthon’u o erik ağacından bir an önce indirmemiz gerektiğini anladık.

Hayatlarımız niçin sonu gelmez bir anlam arayışı üzerine kurulu? Yaptığımız işleri, verdiğimiz kararları, sürdürdüğümüz ilişkileri sürekli bir anlam terazisinde tartmamız neden? Anlam gerçekten o kadar önemli, adının yansıttığı kadar “anlamlı” bir şey mi? Yoksa toplumca kafayı anlamla bozduk da, bu takıntımızın farkında mı değiliz? Öyle ya da böyle, Danimarkalı bir grup genç, “anlam” denen şeyi
feda etmemeye kararlı! İzin vermeyecekleri bir şey varsa, o da “her şey”in “hiçbir şey”, “birileri”nin
de “hiç kimse” olduğunun kendilerine dayatılması!

Her gün yapmakta olduklarımız, üstünde fazla kafa yormadan sürdürdüklerimiz, bir şey ya da biri olmak için... Ya günün birinde, “Her şey anlamsız,” diyen biri çıksa, buna ne kadar dayanabiliriz? Yayımlandığından bu yana tüm dünyada gençlerin büyük ilgisini toplayan ve çeşitli dillere çevrilen romanda, Danimarkalı yazar Janne Teller, naiflikle gerçekliğin arasında, kan dondurucu bir nihilizminsınırlarında geziyor!

Jane Teller Hakkında

1964’de, Kopenhag’da doğan, Avusturya ve Alman kökenli bir aileye sahip Janne Teller, New York ve Berlin’de yaşadı. 1988-1995 yılları arasında Darüsselam, Brüksel, New York ve Mozambik’te makroekonomist olarak AB ve BM danışmanlığı yaptı. 1995’den beri kendini yazmaya adadı. İlk romanı, modern bir İskandinav destanı niteliğindeki, siyasi, tarihi ve dini parodi özellikleri de taşıyan Odins ø (Odin’in Adası,1999). Yaşamın büyük felsefi sorularıyla yüzleştiren, ZEIT tarafından “derinlikli bir tabu yıkıcı” olarak tanımlanan ve uzun süre yasaklı kaldıktan sonra yayımlanan Ağaçtaki (Intet, 2000) kitabıyla, 2001 Danimarka Kültür Bakanlığı Gençlik Kitap Ödülü, 2008 Libbylit Ödülü ve 2011 Michael L. Printz Onur Ödülü’ne değer görülen yazarın aynı kitabı, Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü’ne aday gösterildi. Bu yapıtlarını, göç ve yabancı düşmanlığı üzerine yazdığı ve pasaport formunda yayımlanan Hvis der var krig i Norden (Savaş–Düşün ki Burada, 2004) ve ahlak ile sanat üzerine yazdığı kısa romanı Kom (Gel, 2008) izledi. Kısa hikâyelerden oluşan Alles – Worum es geht (Her Şey – Neyle İlgili Olursa) 2013 yılında Almanca yayımlandı. Yazarın son kitabı, Afrikanske veje (Afrika Yolları, 2013). Kitapları yirmi farklı dile çevrilen Teller, düzenli olarak denemeler ve makaleler de yayımlıyor. Yazar, yılın bazı aylarında New York’ta, bazılarında Berlin’de yaşıyor.

Yorumu çok yakında blogda..






Claire Messud-Üç Oda Bir Yalnızlık Bitti..


Sayfa Sayısı: 384
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Martı Yayınları

Hayatı boyunca başarılı bir sanatçı ve anne olmanın hayalini kuran Nora amaçlarını gerçekleştirmek yerine "Üst Kattaki Kadın" ve güvenilir bir insan olarak yaşamına devam etmiş bir ilkokul öğretmenidir, fakat yeni öğrencisi Reza ile onun ebeveynlerini tanıdığı andan itibaren kendini, inançlarını ve benliğini sorgulatan bir varoluş karmaşasının içinde bulur.

Claire Messudun içtenlikle ve yürek yakan bir üslupla kaleme aldığı Üç Oda Bir Yalnızlıkta kendinden öte bir dünyaya dahil olmayı arzulayan yalnız bir kadının sürükleyici itiraflarına şahit olacaksınız.

"Edebi anlatımın zekice işlendiği bu roman baştan sona nefes kesen bir okumayı garanti ediyor."
USA Today-

"Sayfalarından tutkunun ve sanatın fışkırdığı bu roman, otantik bir hayatı kucaklamanın heyecanını ve duygu yoğunluğunu gözler önüne seriyor."
-Booklist-

"Pek çok mecra tarafından yılın kitabı seçilen The Emperor?s Children?ın yazarından ustaca işlenmiş bir roman daha."
-The New York Times-

"Büyüleyici ve kusursuz bir anlatım... Messud’un geniş bir tasvir ve hayal gücü var."
-San Francisco Chronicle-

bu aralar aynı tarz kitaplar okuyorum hep.

Tam yeni kitap arayışına girmiştim kitaplığın önünde ne okusam diye dikilirken kapağı ile dikkatimi çeken bu kitabı aldım elime iyiki de almışım.

Uzun zaman sonra Edebiyat yönü daha ağır basan bir kitap okudum.

Nora’dan nefret ettim hatta Nora’yı boğmak geldi içimden.

Belki de kitabı özel kılan bir diğer nokta da buydu.

Her kitapta beğeneceğimiz, bayılacağımız bir karakter varken bu kitapta sinir olacağınız, boğmak isteyeceğiniz bir alışılmamış karakter var daha ne.

Yazar olayları, karakterleri, duyguları o kadar güzel anlatmış ki sanki okumuyor da gözlemci olarak izliyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz.

Yazarın diline bayıldım.

Seçtiği her kelime sizi şaşırtmaya yetiyor.

Kısaca siz de bu aralar okumaya gerçekten değer bir şeyler arıyorsanız okuma listenize kesinlikle ama kesinlikle eklemeniz gereken kitaplardan.


Laurelin Paige-Sana Kapıldım Bitti..


Sayfa Sayısı: 350
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Elf Yayınları

İnsanları gizlice takip etmek ve hakkında yasaklama emirlerinin çıkarılması Alayna Withersın geçmişinin bir parçasıydı. İşletme üzerine yüksek lisansını eline alan Alayna, kendi geleceğini çizmişti. Çalıştığı gece kulübünde yükselmeyi hedefleyecek ve saplantılı aşk sorununu tetikleyecek her türlü erkekten uzak duracaktı. Müthiş plan. Ama Alayna gece kulübünün yeni sahibi Hudson Piercei hesaba katmamıştı. Geçmişteki dürtülerini kontrol altında tutmak isteyen Alayna, akıllı, zengin ve yakışıklı tiplerden hep uzak durmaya çalışmıştı. Ama Hudson onu bir kere gözüne kestirmişti. Alaynayı yatağında istiyordu ve bunu açıkça belli etmişti. Reddedemeyeceği bir iş teklifinde bulununca Alayna için Hudsonı görmezden gelmek imkansız hale gelmişti. Gittikçe onun dünyasına çekiliyor, çekimine kapılıyordu. Hudsonın karanlık sırrını öğrendiğinde ise kapılabileceği en kötü adama aşık olduğunu öğrenmesi için çok geç olacaktı. Belki de kusurlu geçmişleri birbirlerini iyileştirmeleri ve sonunda hayatlarında eksik olan aşkı bulmaları için onlara bir fırsat tanıyacaktı.

Hudson Pierce’ye bayılacaksınız.

Aşık olacaksınız hatta ve hatta daha ileri gidip Christan Grey ile karşılaştırmaya bile çalışacaksınız ki kimse Grey olamaz.

E Christian Grey deyince kitabın erotizm içerdiğini anlamışsınızdır sanırım. 

Ben hiç sevmem katlanamam azıcığına bile diyorsanız uzak durun. 

Çünkü Elli Ton kadar olmasa da ondan pek aşağı kalır yanı da yok.


Ben Hudson Pierce’yi çok sevdim. İkinci kitap “Found in You”. 

3 kitaplık bir seri.

 İkinci kitabı çok büyük bir merakla beklemeyi düşünmüyorum çünkü İngilizcesini en kısa zamanda okmaya başlayacağım.

Kısaca kesinlikle tavsiyemdir.



Katie McGarry-Sınırları Zorlamak Bitti...



Sayfa Sayısı: 416
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Aspendos Yayıncılık

Birbirleri için çok yanlış… ve bir o kadar da doğrular.

Echo Emerson'ın, sporcu sevgilisi olan popüler bir kızdan, hakkında dedikodular dönen, kollarında 'tuhaf' yaralar olan dışlanmış bir kıza dönüştüğü akşam neler olduğuna dair kimsenin bir fikri yoktur. Echo bile o korkunç akşama dair tüm olanları hatırlayamıyordur. Tek bildiği, her şeyin tekrardan normale dönmesini istediği.

Oldukça yakışıklı ve siyah deri ceketli çapkın ama yalnız Noah Hutchins, şaşırtıcı anlayışıyla hayatına girdiğinde Echo'nun dünyası asla hayal edemeyeceği bir biçimde değişir. Oysa ortak hiçbir noktaları olmaması gerekirdi. İkisinin de tuttuğu sırları düşünürsek, beraber olmaları oldukça imkânsızdı.

Fakat aralarındaki çekim bir türlü geçmek bilmez. Echo, sınırları daha ne kadar zorlayabileceklerini ve ona sevmeyi yeniden öğretebilecek tek bir adam için neleri göze alabileceğini kendisine sormak durumunda kalır.

O kadar aldığım kitap içinde bu ara nedense aynı temalı kitapları okumayı başarıyorum.

Sınırları Zorlamak da bunlardan biri.

Kötü çocuk ve bir zamanlar çok popüler olmasına rağmen bir gece yaşadıklarını hatırlayamayan ve kolunda yara izleriyle okula dönmek zorunda kalan kızımız. Yani Echo ve Noah.

Kitabı elime aldım ve 1 gün bile olmadan bitti.

Minik kızım artık büyüyor ve haliyle bana daha çok okuyacak zaman kalıyor.
Kitabı çok beğendim ve kesinlikle tavsiyemdir.